Herkese Açık Online Kolokyuma Prof. Dr. Mitat Çelikpala Konuk Oluyor
Herkese Açık Kolokyum serimizin 45. etkinliğinde konuğumuz, Kadir Has Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden Prof. Dr. Mitat Çelikpala olacak.
Prof. Çelikpala’nın “Ukrayna-Rusya-Türkiye” başlıklı sunumunu 30 Mart Çarşamba saat 16:00‘dan itibaren Zoom’dan ve KHAS Youtube kanalından takip edebilirsiniz.
Zoom Meeting ID: 883 7179 4892
KHAS Youtube kanalından canlı yayın: https://youtu.be/cDMpROEhIio
Özet: Rusya’nın Batı ile Ukrayna üzerinden giriştiği rekabet, ayrılıkçılarca Donetsk ve Luhansk’ta kurulan iki ‘halk cumhuriyeti’nin bağımsızlıklarını tanıma kararı ve sonrasında giriştiği işgal ile yeni bir düzeye ulaştı. Ukrayna üzerinden yürüyen bu rekabet neredeyse Sovyetler Birliği’nin yıkılmasından bugüne farklı aşamalardan geçerek gelişti. Moskova bu aşamalarda Sovyet döneminden kalma geleneksel araçların yanı sıra seçimlere müdahil olmak ve hibrit yöntemler kullanmak da dâhil olmak üzere eski Sovyet geleneğinde yer almayan, zamanın ruhuna uygun her türlü eski ve yeni yöntemi kullanarak Ukrayna üzerinde etkili olmaya çalıştı. Yine de Kiev üzerinde umduğu nüfuzu bir türlü tesis edemedi.
Bu dönemde Batılı aktörler de AB ve NATO genişlemelerinin yanı sıra çeşitli işbirliği programlarıyla etkinliklerini yavaş yavaş da olsa Ukrayna sınırlarına kadar ulaştırırdı. Bu mücadele karşımıza ne Rusya ne de Batı ile ilişkilerinde bir türlü denge kuramayan, seçimden seçime söylem ve vizyon değişikliklerinin yaşandığı istikrarsız ve sıkışmış bir Ukrayna çıkarttı. Ukrayna, Rusya ve Batı dünyası için öncelikli ama beklentilerin gerçekleşmediği bir meseleye dönüştü. Nüfuz mücadelesinin bir önceki aşaması Kasım 2013’te dönemin Ukrayna Cumhurbaşkanı Viktor Yanukoviç’in Avrupa Birliği ortaklık anlaşmasını reddetmesi ve Rusya ile daha yakın ilişkiler kurulacağını açıklamasıyla başlamıştı. Bu karar Ukrayna içinde yeni bir hareketliliğe neden olurken, Moskova yanlısı ekol Ukrayna siyasi denkleminin tamamen dışına atıldı ve Rusya’nın tepkisi ‘sert güç’ unsurlarına dönüş oldu. Kırım’ın işgal ve ilhakı ile eş zamanlı olarak Ukrayna’nın doğusundaki Moskova yanlısı gruplar da harekete geçirildi.
Nisan 2014’te Ukrayna’nın doğu bölgelerinde kendinden menkul bir referandum yapılarak Mayıs 2014’te Donetsk ve Luhansk’ta ‘bağımsız’ devletçiklerin kurulduğu ilan edildiğinde, Rus askerlerinin de sınıra konuşlandığı bildiriliyordu. Moskova başlangıçta bu bağımsızlık kararlarını tanımasa da zamanı geldiğinde kullanılacak bir araç olarak elinde bir koz olarak tutmayı tercih etti. Aradan geçen sekiz yılda yürütülen görüşmeler, imzalanan ateşkesler ve diplomatik girişimler Moskova’nın beklentilerini karşılamaktan uzak kaldı. Kiev de istediği ve beklediği ilgiyi göremese de yüzünü daha bir Batı’ya döndü. 2021 baharında ve sonbaharında Rusya’nın Ukrayna sınırına son yıllarda görülmemiş büyüklükte asker konuşlandırmasının ardından Rusya’nın ayrılıkçı bölgeleri tanıma kararı geldi. Putin, bu iki halk cumhuriyetini kendi kişisel tarihsel gerçekliklerini kurguladığı uzun bir konuşmadan sonra ‘bağımsız ülkeler’ olarak tanıdı ve güvenliklerini sağlamak üzere bölgeye ‘barış gücü’ gönderme kararı aldı.
Sonrası malum: Ukrayna’nın genelini hedefleyen askerî harekât. Savaşa dönüşen harekâtınla, Kiev’i ele geçirmek dahil olmak üzere istediği hedeflere ulaşamayan Moskova, nükleer güç kullanma tehdidini de masaya getiren, Ukrayna’nın toprak bütünlüğünü ve egemenliğini ihlal eden, huysuz ve revizyonist bir güce dönüştü. Böylece uluslararası düzeni ve istikrarı da altüst etmiş oldu.